28 Haziran 2012 Perşembe

   Ülkemin içinde bulunduğu duruma yapılan yorumlar binlerce. Ama binlerce yorum gelip iki anlayışa dayanıyor. Çizgi ötesi ve berisi... Nihayetinde her şeyi bölen bir çizgi vardır. Çizginin bu yanı ile diğer yanının içinde bulunduğumuz durum üzerine yaptıkları yorumlarını iki hikaye ile izah edeceğim. Her yorum güce göre şekil alır. Çizgi gücü temsil eder. Çizginin diğer tarafındakiler iktidarı destekleyenler, bu tarafındakiler tüm iyi şeylere rağmen iktidara destekten hep uzak duranlar. Birinci Hikayede iktidarı destekleyenlerin düşünceleri temsil edilmiş ikincisinde ise iktidarı eleştirenlerin düşünceleri  temsil edilmiştir.

   Birinci Hikaye: Adamın birinin bir atı, bir de eşeği varmış. Ne zaman yola gidecek olsa, atı kayırır, bütün yükü eşeğin sırtına yüklermiş. Bir gün eşek hastalanmış. Ata, "Ne olursun," demiş, "şu yükün birazını bugünlük sen al. Almazsan, altında ezilip öleceğim. At, yakınıp durmamasını söylemiş eşeğe. Eşek, boynunu büküp yola devam etmiş; biraz sonra da, dediği gibi, yükün altında ezilerek ölmüş. Bunun üzerine, eşeğin sahibi bütün yükü ata yüklemiş. Üstüne üstlük, eşeğin ölüsünü de onun sırtına koymuş. At, "Kötü davranışımın cezasını çekiyorum işte!" diye inlemiş. "Yükün yarısını taşıyacaktım; hepsini taşıyorum, üstelik eşeğin ölüsü de cabası!" Buradan çıkarılacak dersler neler olabilir:
1- Yükü yüklenenlerin (seni de ilgilendiren) yükleri arttığında desteğini vermezsen o yük bir gün daha fazlasıyla senin üzerine çöker.
2- Yükü çekenlerin yükün altında inlemesi kime zevk verirse o kimse atın misali en zelil hale gelir.
3- Yük çekerken ölenlerin ölüsü bile umursamaz davrananların dirisinden daha değerlidir.
4- Ölümü göze alarak yükün altına girenlerin fedakarlığından nimetlenip de bunun hakkını takdir etmemekte inat edenler bilsinler ki üzerlerine asla kurtulamayacakları bir çöküntünün gelmesine mani olamayacaklardır.
  
   İkinci Hikaye: Çiftliğin birinde bir eşekle bir horoz varmış. Bir gün aç bir aslan oradan geçerken eşeği görmüş. "Şunu şimdi ne güzel yerim," diye düşünmüş. O sırada horoz ötmeye başlamış. Aslan, horozun ötüşünden korkmuş, tabanları yağlayıp olanca hızıyla oradan kaçmış. Bunu gören eşek, "Ne biçim aslan bu? Horozdan bile korktu," diyerek cesarete gelmiş, başlamış onun peşinden koşmaya. Bir yandan da, "Ormanlar kralını kovalıyorum," diye zevkleniyormuş. Aslan kaçmış, eşek kovalamış; aslan kaçmış, eşek kovalamış. Eşek zannetmiş ki aslan kendisinden korktuğu için kaçıyor. Aslan eşeği avlanacağı yere kadar çekmiş ve döndüğü gibi eşeğin üstüne atlamış. Kaçacak yeri de fırsatı da olmayan eşek efelendiği aslan tarafından paramparça edilmiş. Buradan çıkan dersler neler olabilir:
1- Sizden her kaçan korktuğu için kaçmayabilir.
2- Gücü ve ihtişamı sizden daha büyük olan şeye karşı efelenmelerde dikkatli olacaksınız. Bu efelenmeleriniz bir gerçekliğe mi dayanıyor yoksa size efelenme fırsatı verilerek bir oyuna mı getiriliyorsunuz.
3- Her güç sahibini ürküten bir şey mutlaka vardır. O’nu ürküten şey sizde yoksa içi boş gururla zevklenmeyeceksiniz. Aksi halde eşeğin zevkin doruk noktasında ölümcül darbeyi yediği gibi yersiniz.
    .